Kemal Okuyan’la Gündem programında bu hafta TKP Genel Sekreteri’ne soruları gazeteci Mustafa Hoş sordu.
Ağırlıklı olarak TKP’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı 2023 çağrısının konuşulduğu programda meclisteki ittifaklar politikası ve TKP’nin bu tablonun neresinde yer aldığı tartışıldı.
Okuyan TKP’nin Millet İttifakı’na olan mesafesini şöyle tarif etti:
“TKP, AKP’nin kuruluşundan beri karşıtlığını sürdürüyor ve toplumun AKP’ye karşı biriktirdiği öfkenin bir parçası. AKP iktidara geldiği ilk gün özel bir tehlike olduğunu söylemiştik ve o dönem ‘AKP’yi istemiyoruz’ diye bir kampanya yapmıştık. AKP ve Millet İttifakı’nı aynı kefeye tabiki koyamayız, AKP iktidarda şu anda. Ama şunu söylemek zorundayız; Millet İttifakı AKP’nin alternatifi olduğunu söylüyor. Alternatif olduğunu söyleyen oluşumun neden AKP karşıtı olduğunun yanıtını vermesi gerekiyor. Biz gerekçelerini söylüyoruz. Örneğin laiklik diyoruz, NATO diyoruz, AB ve batıyla ilişkileri diyoruz… Ya da ‘AKP büyük patronların temsilcisi diyoruz’ ve bu yüzden itiraz ediyoruz. Millet İttifakı bunu diyebiliyor mu? AKP’yi AKP yapan özelliklerin hiçbirinde Millet İttifakı’nın sözü yok. Ali Babacan İttifak’ın parçası değil ama muhalefet bloğunun parçası, onun olduğu bir yerde sermaye karşıtlığı olabilir mi; olamaz. Saadet Partisi’nin olduğu bir yer laikliği savunabilir mi; mümkün değil.”
‘Saray rejimi söylemi tek başına yetersiz’
Hoş’un “saray rejimi” söylemini bütün unsurları kapsayan bir ifade olarak algılayamaz mıyız sorusuna Okuyan şu yanıtı verdi:
“Biz açıklamamızda kırmızı çizgilerimizi söyledik. Millet İttifakı değil bizim kırmızı çizgimiz. Biz şunu söylüyoruz, amalı fakatlı tartışmasız laiklik, NATO’dan çıkış, AB’ye adaylık ve gümrük birliğinden çıkış, Türkiye’de patron diktatörlüğüne itiraz. Bunların olmadığı bir yerde TKP’nin işi olabilir mi? Millet İttifakı bize ‘önce saray rejiminden kurtulalım sonra siz yolunuza biz yolumuza’ dese, biz sonra bu halkın karşısına nasıl gideceğiz? Nasıl birbirimizin elini tutup, birlikte yürüyoruz diyeceğiz. AKP’nin tabanı, yoksul bir kitlesi de var. Onları da ikna edemeyiz. Çünkü AKP’nin benzeri bir siyasi stratejisi olan bir taklit cazip gelmez. O yüzden de biz Millet İttifakı bünyesindeki herhangi bir çözümün ne heyecan vereceğini ne de gerçek bir çözüm olacağını düşünüyoruz.”
Okuyan öte yandan Millet İttifakı’nın etki alanında çok geniş bir kesim olduğunu ve bu kesimin iyi niyetli bir şekilde ‘yeter artık kurtulalım şu AKP’den’ dedikleri için o çareye sığındığını söyledi ve bu kesimle kendilerinin de duygudaş olduğunu belirtti. Ama ülkenin ayağa kalkması için de Erdoğan’ın arkasında gücün iyi tarif edilmesi gerektiğini ve bu yapılmazsa daha kötü sonuçlarla karşılaşılacağını sözlerine ekledi.
Bu tabloda TKP’nin alternatif oluşturamaması eleştirisiyle ilgili Okuyan, TKP’nin AKP döneminde biriken enerjiyi aydınlık bir geleceğe taşımak için mücadele ettiğini ve bu enerjinin varolan muhalefetle birleşmesi durumunda 50 yıl daha kaybedeceklerini ifade etti.
‘Sermaye karşıtlığı, antiemperyalizm ve laiklikten taviz veremeyiz’
Okuyan geçtiğimiz günlerde yayınladıkları çağrıyla ilgili “Güçlü bir çağrımız var. Yurttaşlarımızı, emekçileri, aydınları TKP’ye çağırıyoruz. CHP ve HDP anlaşılıyor solda güç birliği denilince. Bunlar dışında bir alternatifi birlikte yaratalım. Niye bunlar dışında? Çünkü bizim kırmızı çizgilerimiz bu partileri kapsamıyor. Piyasa karşıtlığı, laiklik, antiemperyalizm; bu ilkeler sadece bize özgüyse biz bununla ancak gurur duyarız. Buralarda delikler açıldığında o delik büyüyor ve oradan her türlü kir çıkıyor” dedi.
“TKP bunu kabullenmek zorunda değil.” diyen Okuyan, şöyle devam etti:
“Tek başımıza kalsak da yürüyeceğiz ama bu bir erdem değil ki. Bizim dışımızda da bu değerleri savunacak toplumsal kesimler var. Türkiye’de geniş bir kesimin bu duyarlılıkları da var. Bu kesimi ayağa kaldırmak gerekiyor. Etkileşim alanına giren bazı kesimleri de ilgilendirir bu çağrı. Ben CHP’de mutlu kimse görmedim. Çağrısını yaptığımız oluşum Türkiye’de ciddi bir heyecan yaratır. TKP bu açıklama ile tek başına kalma iradesi koymuyor, bunu göze alıyoruz ama istediğimiz bu değil. Ama kimse bizi ilkesi, programı belli olmayan bir şeyin parçası haline de getiremez. AKP karşıtlığı yetmiyor. Bir vatandaşa ben AKP’ye karşıyım deseniz ikna olur mu? Peki ne yapacaksınız diye sorar. Ben bazı partilerin neyi savunduğunu anlayamıyorum bir siyasetçi olarak. Bununla topluma heyecan vermek mümkün değil.”
‘Düzen değişikliği talebini bir süreliğine rafa kaldıramayız’
Hoş’un “Bu ülkenin yararına olacak şey TKP’yi neden bozsun?” sorusuna Okuyan, bu ülkenin yararına olacak şeyin ne olduğu meselesinde ortaklaşmak gerektiğini söyledi ve TKP’nin bu ülke için Millet İttifakı bileşiminden daha çok emek verdiğini belirtti. Okuyan,AKP karşıtlığına eğitim sisteminden örnek verdi ve en somut göstergelerinden birinin okulların imam hatipleştirilmesi olduğunu ve buna karşın Millet İttifakı’nın buna karşı olmadığını ifade etti.
Okuyan sözlerine şöyle devam etti:
“Biz devrimci bir partiyiz ve bu düzenin değişmesi için uğraşıyoruz. Bunda süreklilik olmalı. TKP bunu bir süreliğine buzdolabına koyamaz. Biz bu düzenin içerisinde bir iyileşmeye inanmıyoruz. Dünyada da öyle. Kapitalizm eşitsizliklerin derinleştiği bir tabloya doğru gidiyor. AKP’nin yarattığı tehdidin kaynağını da görmezsek AKP’den beteri gelecek. AKP karşısında elle tutulur bir program yok. AKP tek başına hiçtir, zengin sınıf var ediyor ve muazzam kârlar elde ettiler. Bunlar bu kârları teslim etmez. Memleketin en önemli meselesi işsizlik, yoksulluk hangi programla aşılır? Sermayeye dokunmadan yapılabilir mi? Koçlara, Sabancılara akan musluğu kapatmadan Türkiye işçi sınıfına daha yüksek ücret verecek hangi babayiğit var? Nereden bulacaklar bu kaynağı? Babacan’dan, Davutoğlu’ndan, Kılıçdaroğlu’ndan daha adil bir Türkiye çıkmaz. Biz gerçek dışı tabloya ortak olursak TKP olmaktan çıkarız. Somut başlıklar lazım. NATO’dan çıkılmadan nasıl bağımsız olunacak. Dolayısıyla sorun çıkaran biz değiliz. TKP niye, ‘100 yıl önce kurulmuşuz, geldiğimiz nokta yeterli değil, o zaman durumumuzu gözden geçirelim’ desin, biz iktidar olmadık. Biz sadece diyebiliriz ki; yeterince güçlü davranmadık, yeterince ilkelerimizin arkasında durmadık, yeterince çalışmadık. Ama bugün dünyanın geldiği noktada komünistlerin zerre sorumluluğu yok.”
AKP’nin geriletilmesi, iktidarın, hükümetin değişmesi önünde TKP’nin engel değil, tersine AKP’nin her hamlesinin karşısında gücü oranında dikildiğini belirten Okuyan, “Sadece sahte bir umudun parçası olmayacağız. Tarih bunu affetmez. Birilerinin ‘kral çıplak’ demesi gerekir. Her krtitik dönemde TKP’ye muazzam bir saldırı oluyor. Çünkü TKP ayna tutuyor ve herkesin bildiği şeyleri cesaretle söylediği için vicdanları yaralıyor. Bize bunu bizzat CHP’liler söylüyor. ‘Kızıyorlar size oyları bölüyorsunuz ama eninde sonunda herkes size hak veriyor’ diye. Doğru bir tavır umulmadık bir anda harekete dönüşür. Her geçen gün de TKP ile devam etmek isteyenlerin sayısı artıyor.” dedi.