Virüs salgını gerekçesiyle patronlara 100 milyar TL’lik paket açıklayan, buna karşılık milyonlarca emekçiyi virüs riskine karşı korumasız bırakan hükümet şimdi de sendikal faaliyetleri askıya alarak işçilerin sesini kısma yoluna gitti.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeyle, işçilerin örgütlenme, toplu iş sözleşmesi ve grev hakları fiilen askıya alındı.
Salgın nedeniyle toplu iş sözleşmesi prosedürlerinin aksamaya başlamasının işçiler ve sendikalar açısından hak düşürücü sürelerin geçmesine neden olabileceği gerekçesiyle yayınlandığı iddia edilen genelge, gerçekte bazı temel sendikal hakların askıya alınması anlamına geliyor.
Salgının baş göstermesiyle, bazı toplu iş sözleşmesi toplantılarının patronlar ve/veya sendikalar tarafından iptal edildiği biliniyordu. Söz konusu iptaller hak düşürücü sürelerin dolmasına neden olabileceği için işçi konfederasyon ve sendikaları Bakanlık’a bir çözüm üretmesi için başvurmuşlardı.
Ancak yayımlanan genelge ile patronların istediği oldu. Yeni bir karara kadar, sendikal örgütlenmeler durduruldu, toplu iş sözleşme (TİS) prosedürlerinin devam edip etmeyeceği sendikaların inisiyatifine bırakılmak yerine tümüyle askıya alınmış oldu. Bu nedenle, halen sözleşme süreci devam eden ancak grev kararı alınmamış işyerlerinde grev hakkı da ortadan kaldırıldı.
Sormamız gerekiyor: İşçiler her gün işbaşı yapıyorsa, sendikal örgütlenme neden yapamıyorlar?
Virüs salgını süresince OHAL ilan edip etmeyeceği tartışılan hükümet, kısacası emekçiye sıkıyönetim ilan etmiş oldu.
Tekrar ediyoruz:
Yaşamsal olmayan bütün sektörlerde işçiler ücretli izine çıkarılmalıdır. Zorunlu sektörlerde işçilerin sağlığını güvence altına alan her tür tedbir alınmalıdır. İşten çıkarma, ücretsiz izin, ücret dondurması ya da maaş kesintisi gibi uygulamalar yasaklanmalıdır.
TKP Emek Merkezi